Paul Seabright 2004 yilinda yayinlanan “The Company of Strangers” kitabinda insanlik tarihinin ve modernlesme surecimizin “…bize tamamen yabanci olan insanlara guvenebilme” yetenegimiz nedeniyle oldugu tezini ortaya atmis, kacirdigi en onemli nokta ise guven duydugumuzun insanlar degil kurumlar oldugudur. Ornek vermem gerekirse her sabah otobus beklerken otobus soforune degil IETT’ye guveniyorsunuz, ya da hic tanimadiginiz insanlar tarafindan sahip olunan, yonetilen bankalara tum birikimlerinizi yatirirken o bankalarin isleyislerini duzenleyen kurum(lar)a guveniyorsunuz.
Bu konunun aklima takilmasinin nedeni ise Kayseri’de bir bucuk yil once kaybolan ve gectigimiz hafta cansiz bedenlerine ulasilan 3 guzel cocuk. Biz hala tarim kokeni geleneklerimizi koruyan bir toplum oldugumuzdan cocuklarimizi bayramlarda seker toplamak icin aslinda “tanimadigimiz” insanlarin kapilarina gondermekten cekinmeyiz. Her birimize kucukken “tanimadigin kimseden bir sey alma, seni bir yere goturmek isterlerse gitme” ogutlerini dinlemisizdir. Ama kimseye tanimadigimizin aslinda kim oldugu aciklanmamistir, komsu Ahmet Amca kirk yillik komsumuz oldugu icin tanidigimiz biri midir mesela, ya da cocugunuza kendisi evde bulamazsa zilini calip orada beklemesini ogutlediginiz Ayse Teyze??
Bu insanlarin hepsi yabancilardir ne yazik ki, ve her zaman yabanci olmuslardir. Eskiden komsuluk boyle miydi nostaljisini bir kenara birakmanin vaktidir, eskiden komsulariniz cocugunuza tecavuz edip sonra olduremezlerdi fakat bunun nedeni eskiden insanlarin cok iyi olmalari simdi ise dunyanin civisinin cikmis olmasi degil. Eskiden sosyal linc kulturu her modernlesme oncesi toplumda oldugu gibi cok yuksekti ve yasananlar hep o kucuk topluluklarin icinde kalir belki kulaktan kulaga yayilirdi ama bugun medya sayesinde Turkiye’nin en buyuk sehrinden en kucuk koyune dek yasanan her seyi bilebiliriz. Ve sosyal linc kulturumuz yerine yazili kanunlara birakmis durumda.
O minicik cocuklarin cennette mutlu olmalari dileklerimle,
Emine