15.Ay

Kibritci Kiz masalindan aslinda hic hazzetmem, hatta kendisi cocukluk travmalarimdan biridir. Hangi akli basinda cocuk hikayesi yazari -Kemalettin Tugcu’yu es geciyorum bu sorunun amaci dahilinde-boylesine  ic karartici bir hikayeyi Noel hikayesi diye yazar bilemiyorum.

Ama cocukken de bugun de, bazen kendimi o Kibritci Kiz zannettigim olurdu; ozellikle cok istedigim, olmasi icin cok calistigim bir seyi olunca, aslinda bir yerlerde soguktan donmak uzereyken uykuya daldigimi ve ruyamda mutlu oldugumu gordugumu dusunurdum.

New York’ta geride biraktigim 15 ay yine yeniden ayni hislere burunmeme yol acti, bu sabah uyanip ayin 27’sine geldigimizi gorunce aklima ilk gelen Kibritci Kiz masali oldu.

Oyle midir acaba, aslinda bir yerlerde donmak uzereyim, ve mutlu bir ruyaya mi daldim?

Li Beyrut, min kalbi selamun li Beyrut

Sevgili Beyrut,

Nasilsin? Neler yapmaktasin Agustos 13’den beri, hemen lafa girip sormak istiyorum sen de ozledin mi beni benim seni ozledigim kadar?

Gozlerin sokaklarinda hayranlikla gezen beni ariyor mu? Seni benim kadar iyi anlayabilecek birinin daha olmadigini dusunuyor musun sen de? Ben sende bir parcami biraktigimi dusunurken, sen bana bir parcani katip, o parcayi benimle her yere tasimami sagladigini dusunuyor musun?

Bazen durup dururken aklina dusuyor muydum ben de senin? Hamra’da bir kahvede kahve icen kumral bir kadini ben saniyor musun, ya da afiyetle ve gulumseyerek humus yiyen kucuk bir cocukta benim heyecanimi goruyor musun? Cuma gunleri Al-Dahiya’da kilinan Cuma namazini hayranlikla izledigim icin bana hala gulumsuyor musun? Peki tanklardan, asik suratli ve kocaman silahli askerlerinden korkmadigim icin biraz salak oldugumu -bunun cesaretle bir alakasi olmadigini dusundugunu biliyorum- dusunuyor musun hala, yoksa aslinda herseye ragmen sana tutkuyla baglandigim icin benimle gurur mu duyuyorsun?

“Beyrut’ta yasayamam” dedigim icin bana kizgin misin? Yoksa “Beyrut’ta yasayamam ama omrunun geri kalan her yilinin bir kismini Beyrut’ta gecirmek isterim” dedigim icin kendini ozgur mu hissediyorsun? Boylece aramizdaki tutkunun hic bitmeyecegini sen de benim kadar hissediyorsun degil mi? Benim icin onemli olan herkesi seninle tanistirmak istedigimi de biliyorsun degil mi, ve onlarin seni begenmesinin onemli oldugunu bildigin kadar, senin de onlari sevmenin benim icin ne kadar onemli oldugunu biliyorsun degil mi?

Evlerine asik oldugum sehir, seni ozledim!

E.

Beddua Bile Edilmez Size

12-13 yasindaki bir kiz cocugunun, kendi rizasi ile 26 tane “adamla” sevisebilecegine inanan hukuk sistemine karsi hissettiklerimi anlatacak kelimeler yok sanirim guzelim dilimde.

“Dalga mi geciyorsunuz abiler” desem icindeki sarkazmi anlamazlar, “12 yasindaki kiz cocugunun kendi rizasi ile sevisebilmesini bana bir aciklayin” desem o kadar akillari oldugunu sanmiyorum, ama peki ya “vicdan” – ne kadar cok arar oldum vicdani bu gunlerde- o da mi yok acaba bu karari onayanlarda.

Nasil bir ataerkillik, nasil bir kol kirilir yen icinde kalir sosyopatligi, nasil bir 12 yasinda, 22 yasinda, 32 yasinda, 42 yasinda, 52 yasinda kadin degil mi, kesin rizasi vardir, o ne yere bakan yurek yakandir o, “erkekligi” icinden gectigimiz.

Cekin ellerinizi cocuklarin bedenlerinden, “erkek” olmak “vicdanli ve adil” olmaktan daha genel-gecer bir kavram ise yasaminizda onurunuzla birakin ustlendiginiz gorevi.