12-13 yasindaki bir kiz cocugunun, kendi rizasi ile 26 tane “adamla” sevisebilecegine inanan hukuk sistemine karsi hissettiklerimi anlatacak kelimeler yok sanirim guzelim dilimde.
“Dalga mi geciyorsunuz abiler” desem icindeki sarkazmi anlamazlar, “12 yasindaki kiz cocugunun kendi rizasi ile sevisebilmesini bana bir aciklayin” desem o kadar akillari oldugunu sanmiyorum, ama peki ya “vicdan” – ne kadar cok arar oldum vicdani bu gunlerde- o da mi yok acaba bu karari onayanlarda.
Nasil bir ataerkillik, nasil bir kol kirilir yen icinde kalir sosyopatligi, nasil bir 12 yasinda, 22 yasinda, 32 yasinda, 42 yasinda, 52 yasinda kadin degil mi, kesin rizasi vardir, o ne yere bakan yurek yakandir o, “erkekligi” icinden gectigimiz.
Cekin ellerinizi cocuklarin bedenlerinden, “erkek” olmak “vicdanli ve adil” olmaktan daha genel-gecer bir kavram ise yasaminizda onurunuzla birakin ustlendiginiz gorevi.