28.Ay

Madem oyle, o zaman Istanbul ucagina binmeme bir gun kala, Istanbul’a varmama iki gun kala Istanbul’a gelsin…

Istanbul icin hislerimi Nil anlatsin, bir sehre asik olmayi bana ogreten iki sehrin en guzeline gelsin, “nasil sey bir hatirla, bir unut”

Iyi geceler!

Midem Bulaniyor

Bugun burada Noel, herkesin -en azindan- mutlu gorunmeye calistigi ve rastlastiklari herkese “Mutlu Noeller, Iyi Yillar” diye gezindigi bir gun. Ama benim sabah kahvemi icerken butun gazetelerde okudugum bir haber nedeniyle midem bulaniyor.

Haber Batman Cayi’nda gecen hafta cesedi bulunan 15 yasindaki H.D’nin oldurulme sebebi ile ilgili. Diyarbakir’da iki kuzeninin tecavuzune ugrayan ve bunun sonucunda hamile kalan H.D’nin tore karari ile kurban gittigi cinayetin haberi.

13 yasinda dini nikahla evlendirilen, sonra orada neler yasadiysa daha fazla dayanamayip baba evine geri donen bir kucucuk kadindan bahsediyoruz, bir kiz cocugundan ve tore cinayetine kurban gitmeyi normallestiriyoruz.

Kanuni’nin uckurunun pesinde “ecdadimiz elden gidiyor” diye kahve koselerinde konusanlar, ogullarinin kuzenlerine tecavuzunu tecavuz edileni oldurmek suretiyle ort bas edenler , Defne Joy Foster oldugunde kucuk kuzenlerini korumak icin koselerinde agizlarindan kopukler sacarak bize “ahlak” dersi verenler hep ayni insanlar farkinda misiniz?

Kimse kendilerine sormazken “ahlak” ustune, “namus” ustune, “milli ve manevi degerlerimiz” ustune fikir belirtenler, 15 yasindaki bir kucuk kadini oldurmek icin tetik cekmekten ve bedenini bir gole atmaktan cekinmeyenler ayni insanlar.

Ogullarina, kadinlarin onlarin “eglencesi” olmak icin yaratildigini anlatanlar ile, kadinlari her turlu kotulukten korumak icin yapiyoruz ne yapiyorsak diyenler ayni insanlar. Kuzenine tecavuz eden iki sucluyu yargiya teslim etmek yerine, zaten koca evinden kacip baba evine gelmis ailenin yuz karasi 15 yasindaki kadini infaz etmeyi hukuk sayanlar ayni insanlar.

Erkekliklerini kadin ve kadin bedeni ustunden tanimlamaktan baska meziyetleri olmayan adamciklar ile hak, hukuk gibi kavramlari tartismanin  gereksizligini goruyorum. Ama umut etmemiz sart, suya bir tas atmamiz ve suyun en azindan dalgalanmasini beklememiz de sart.

Bu dunyaya karsi herhangi bir sorumlulugum yok, dunyayi daha iyi bir yer yapmak gibi bir misyonum da, ama kendime karsi bir sorumlulugum var; mutlu oldugum bir yerde yasamak istiyorum ve bu sekilde mutlu olamiyorum!

Biliyor ve inaniyorum ki, ilahi adalet var, o gencecik bedenlerin hesabinin sorulacagi bir gunun varligina inancima saglik!

Kaliniz saglicakla,

E.