31. Ay

Hastalikli bir duygu yazmak, yazmayi sevmek icin huzursuz bir halin olmasi gerekiyor, yoksa neden durup dururken kendini sadece kendinle ve bir obje ile basbasa birakip dusuncelerinin seni ele gecirmesine izin veresin ki.

Ask da yazmak gibi mesela, ya da anne olmak, veya birini cok sevmek -kardesini, en yakin arkadasini, kuzenini, torununu, yigenini…- kendini baskasinin hislerine birakmak ve cogu kez istemsizce kendini o hisler uzerinden tanimlamak ve bitmek tukenmek bilmeyen bir kabullenme ihtiyaci hissetmek.

Nostalji ise hastalikli hallerimizin en normallestirelerek hayatimizi yonlendireni. Kendi kendimizi bir turlu sevemememiz nedeniyle hep eskiden herkesin, herseyin ve en onemlisi kendimizin eskiden daha iyi, daha guzel, daha sevilebilir oldugu inancini surekli yanimizda tasiyarak nasil hareket edebildigimiz dikkatli bakinca onemli bir bulmaca haline donusuyor gozlemleyene.

Cocuklugumuzun, lise yillarimizin, universitenin, askimizin ilk yillarinin, arkadasligimizin o “unutulmaz” yaz tatilinin, cocuklarimizin hep bizimle oldugu o en guzel yillarin, ah o eski bayramlarin golgesini her yerde yanimiza tasiyarak nereye kadar gidebilmeyi amacliyoruz. Cocuklugumuzun buyumek istemekle gectigini, lise yillarimizin cocuksu guvensizliklerimiz ile bir yerlere ait olma cabasi ile heba edildigini, universitenin gelecek kaygisini icimizde en cok tasidigimiz zamanlar oldugunu, o “muhtesem” yaz tatilinin daha iyilerini aslinda coktan belki ayni insanlarla belki de baskalari ile “muhtesem” olmasini beklemeden cok once veya cok sonra yasadigimizi, cocuklarimizi buyutmenin aslinda ne zor oldugunu ve artik bizden ayri ama kendi ayaklari ustunde mutlu olduklarini, ve eski bayramlarin da yeni bayramlarin ayni guzellikte oldugunu kabul etmek neden bu kadar zor.

Kendimize durust degilsek, nasil baskalarina durust olacagiz. Herseyi romantize edersek, gercegi nasil bulacagiz. Ne dun,ne bugun ne de yarin farkli degil birbirinden hicbirinin bir digerine ustunlugu yok yasanma siralari disinda, hepsinin ortak paydasi ise biz oldugumuza gore ayni seyi ust uste deneyip yeni sonuclar beklemekten vaz mi gecmeliyiz acaba?

Kalin saglicakla,

E.

yeni-raki-kadinlar-gunu-reklami

Bugun Dunya Kadinlar Gunu oncelikle hepinizin -kadin, erkek, erkek bedeninde kadin, kadin bedeninde erkek hisseden hepinizin- kadinlar gunu kutlu olsun.

Yazmaya ilk basladigim zamanlarda Hincal Uluc ve Yilmaz Ozdil ile ilgili bir yazima baslarken, hayatta bazi seyler icin beyin hucrelerimi yakiyor oldugumu bilir ama yakmaktan cekinmem demistim, bugun de bu reklam icin yakiyorum kendilerini.

Oncelikle ilk gordugum andaki tepkimi paylasmak istiyorum, “Bu nasil bir aymazlik yaa!?!”.

Raki sofrasinda kadin yoksa, ugruna raki sofrasi kurulmus kadin varmis oyle mi, ve bunun icin biz kadinlar “gurur” duymaliymisiz cunku kolay mi erkeklerin “ask acisina” meze ettikleri rakinin, o rakinin sofrasinin “bas taci” bizmisiz.

Cunku biz kendimizi sizin bize olan askiniz uzerinden tanimliyoruz, asik olmak, asik olunan olmak cok guzel seyler ama bir kadini “anne”ye, “sevgili”ye, “kopek gibi asik olunan”a indirgemek  guzel seyler degil, bunu lutuf gibi onumuze sunmak hic guzel degil.

Kendimden baska kimsenin hayatina anlam katmak icin yasamiyorum, yasarken birilerinin hayatina anlam katiyorsam ne mutlu bana, ama onceliklerimin ne oldugunu iyi belirleyiniz beni “onore” etmeye calismadan once.

Mesela raki masasinda gecenin ilerleyen saatlerinde “kasar”, “surtuk” ilan etmeyiniz, sizi sizin istediginiz gibi ve sizin istediginiz kadar sevmedigim icin, artik beni aramamanizi soylemis olsam da kafaniz “guzel” oldugu ve bana hala “kopek gibi asik oldugunuz” icin beni aramayiniz sevgili raki masasi arkadaslarinizin gaziyla, ya da cok sevdiginiz icin ve kafaniz guzel oldugu icin beni hirpalamaya karar vermeyin mesela, sonra beni hirpalamanizi sayin(?!?) Ali Surmeli gibi “Ben kadin bedeninin tiyatro alet edilerek metalastirilmasina sinirlendim, o nedenle yumurta attim ama tabii arada yanlislikla yumruk atmis olabilirim” diye  entellektuel siglikta aciklamalarin ardina siginmayiniz gazetelerde.

Bir de mumkunse raki masasinda akliniza gelen dahiyane fikirlerle Kadinlar Gununde makyajli, topuklu ayakkabili pozlar da vermeyiniz, yani isin kisacasi raki masaniz da, raki masanizin  muhabbet konusu da sizin olsun, beni rahat birakiniz.

Emine

p.s: ha unutmadan, ne rakiyla, ne masasiyla bir sorunum yok, reklamin sonunda belirtildigi uzere “keyifle ve kararinda iciniz” 🙂