Sevgili Safak,
Bugun Sabah gazetesinin “Turkiye’nin ilk sosyal medya kullanicilarindan biri olan”[1] okurunuzun mektubunu yayinlarken sarf ettiginiz kelimelerin uslubuna bakinca farkettim ki aslinda su iki basliginiz arasinda zihniyet farki yokmus. Sizin icin habercilik tarafsiz olmak degil, yeteri kadar “muktedir” yakininda olmakmis. Cunku bakiyorum ki, sadece sayi ile bir okurun yaptiginizi desteklemesi yeterli oluyormus, oysa ki Yavuz Baydar‘in yazisinda bir cok okur mektubundan soz edilmekteydi. “Muktedir”in oylarin yeterli cogunlugunu alarak is basinda geldigini, veya gecmiste yeterli fiziksel guce sahip oldugu icin “siyasetin” basinc vanasini elinde tuttugunu dusunursek eminim, bir –sayi ile 1- adet okur mektubu bulup attiginiz basliklari savunmak zor olmayacaktir.
Is boyle olunca, gazeteniz kose yazarlarinin 28 Subat’ta neredeydiniz diye sormasinin da bir anlami olmamaktadir, sahipliginizin el degistirmis oldugunun farkindayim ama el degistirmeyen “gazetecilik” anlayisiniz gozlerimi yasartti.
O gun Sabah gazetesinin Yazi Isleri Muduru olan Ergun Babahan da eminim bize bir adet okur mektubu ile “Pasa Pasa Imzaladi” basliginin nasil “halkin nabzini” tuttugunu anlatabilir.
Bugun Yazi Isleri Muduru olan sizin bu basligi nasil savundugunuzu da unutmayacagim, 28 Subat basliginizi unutmadigim gibi.
Yani aslinda “basinin ozgur oldugunu ve “gercek” halki temsil ettigini” anlatmak istediginiz mektubunuz ile basinin ozgur olamayacagini, devletin ekonomik gucunun uzerinde kullanilmasindan korkan –hakli olarak- basin kurum ve kurulus sahiplerinin hep devletin fiziksel ve ekonomik gucunu kullanma yetkisini o gun ellerinde barindiranin caninin istedigini yapmakla yukumlu oldugunu gosterdiniz. Bu yukumlulugunuzu okurlarinizin ustune yikmaya calismayiniz,en azindan sorumluluk sahibi olup durumunuzu kabulleniniz.
Saygilarimla,
Emine Deniz
[1] Bu sifata nasil haiz olundugunun ve kimin bu sifati verdiginin aciklamasini da merak ediyorum ama siz kendinizi yormayiniz elbette.