9. ay

9. ayima geldim, yasamayi cok sevdigim bu sehirde. Bu ayin hikayesi ise beni ziyarete gelen Benan’in Amerika maceralari olacak…

-Halacim, bu peynirden yesen canin bayilir (Olive Garden,NYC)

-Bina yamulmus,yamulmus,yamulmus (Lower East Side, Cooper Union Square)

-Benim balonlarimi apardilar (NYC,cesitli zamanlar)

-Halacim,sen neden Ingilizce konustun, Turkce bilmiyorlar mi (NYC,cesitli zamanlar)

-Halacim,ne dedi? O sana ne dedi (NYC,cesitli zamanlar)

-Pardon,bana bir kucuk kasik getirir misiniz? Pardon, pardon (NYC, cesitli zamanlarda cesitli garsonlara,Turkce!)

-Ben bunu begendim,ama bana bunu almadilar (NYC,Bloomingsdale cocuk kati)

-Halacim, bu cok mu pahali (NYC, cesitli magazalar)

-Iki el zafer isareti seklinde yola dogru uzatilmis, avaz avaz “Taksiii”, “Taksiii” (NYC, taksi bulma cabalari)

-Haha,haha,haha zenci bak halacim zenci,haha (NYC,Bloomingsdale asansoru, iki zenci,Benan,Kubra ve ben)

-Dedecim Empire State’e neden cikamamis hala, oradan bi sey gozukmuyor ki,korkunc degil (NYC, Empire State)

– Ben en tepedeki okula gittim, halamin okuluna (NYC, cesitli zamanlar)

-Benim arkadasim var adi Murat, ama kiz degil erkek (NYC, Alumni Hall 2T-1)

ve daha niceleri…

Anneme…

Anneler Gunun Kutlu Olsun Anne

Yalinayak dolasma, cok kere soyledin bunu anne bana, kac kere sen bunu soylediginde ben “anne,terlik giymeyecegim iste” dedim ben sana, ama elbette sen hep hakliydin anne!

Cereyanda durma demene ragmen cereyanda duran ben, hastalanip butun vucudum agrirken basimdan sabahlayan sen,iyi ki varsin anne!

Eve gec kalma, en sevdigin replik di mi anne, anne olmak meraklanmak, hep aklinin cocugunda kalmasi demek degil mi anne, kizin kilometrelerce uzakta iken hep guclu durmak demek degil mi, hakkini odemem mumkun degil anne!

Anahtarini unutma,ama hep unuturum anne ve saat kac olursa olsun bana kapiyi hep sen acarsin,ozur dilerim anne!

Terlik giy ayagina, anne belim karnim agriyor “ama terliksiz dolasirsan olacagi budur”un hemen ardindan, “gel,sicak havlu koyalim karnina” gelir di mi anne, her derde devasin anne!

Hirka giy sirtina, “Emine,bana sonra sirtim agriyor” deme, ” Annee, sirtim cok agriyor”, “Gel ovayim biraz,uzan suraya”, ellerin sifali senin anne!

Semsiyeyi al yanina, yagmuru bile onceden anneler kestirir, anne icguduleri cok kuvvetli di mi anne!

E soylemistim ben sana, ne icin dediysen bunu hep sen hakli ciktin,ama ben inatciydim hep kendim ogrenmeye calistim, ve sen her ogrendigimde yanimdaydin,yara bandimsin anne!

Oturma taslara, cocugun olmaz sonra, buna hep guldum di mi anne, sence ben senin gibi bir anne olabilecek miyim?

Vitamin girsin vucuduna, ” Bir kere de yararli bi sey ye ama kizim”, diyetisyensin sen anne!

Cok para harcama, “anne,taksideyim ustumde nakit yok ben gelince seni ararim sen bana para verirsin” diye kac kere aradim ben anne, 7/24 hep annesin iste!

Terli terli su icme ve hemen banyoya o elleri yikamaya, sokaktan eve gelince annemin ilk cumleleri, belki biraz tahmin edilebilirsin ama hep suprizlerle dolusun anne!

Derslerini ihmal etme, bunu hic soyletmedim sana hakkimi yemeyelim anne!

meyveyi kabuguyla ye, cilek mevsiminde  mevsimin ilk cilegi eve bir gelirim ki masada, seni seviyorum anne!

bu odanin hali ne, iste en sevmedigim ama simdi kendi kendime yasayinca ne demek istedigini anladigim, yuzunu kara cikarmadim anne!

annesi ne is yapiyor,babasi ne is yapiyor,gozum pek tutmadi, sana benzedigimden insanlara mesafeli olsam bile ben de yanildim bazen arkadasliklarim konusunda anne,ama sen beni kim icin uyardiysan hep hakli ciktin,kanatsiz meleksin anne!

kardesine oyle seyler deme, sen bizi hic ayirmayin anne ben emocun. huseyin hep tatlacin ve ikimiz hep “cocuklarin”

o ayakkabilarla iceri girme, aslinda sen genelde o ayaklarla nasil iceri gireceksin dersin anne!

git onu sen baban soyle, bunu demezsin sen, babama ve sana tesekkur borcluyuz babasinin ve annesinin arkasindan is yapmak zorunda kalan cocuklardan olmadigimiz icin, destegin icin sagol anne!

bir kerede peki annecim de, desen bile ne karar verdiysek hep yanimazdaydin anne, hep diyorum ya ben senin yerinde olsam kizimi uzaklara gonderebilir miydim acaba anne!

yuzunu goremiyorum, sen hep ozlersin beni di mi anne!

biliyorum da soyluyorum, evet hep soylediklerin nasil cikar anne!

sana guveniyorum,etrafa guvenmiyorum, sen bana oylesine derin bir guven asiladin ki anne,sayende ustesinden gelemeyecegin hic bir sey yok!

nereye koyduysan oradadir, dersin ama nedense hep sen nerede oldugunu soylersen oradadir anne!

hadi yemek hazir, dunyanin en guzel yemeklerini yapan kadin sensin anne!

sana ne desem azdir,ama olsun sen yine de anne!

ve o tabak bitecek, ne cok soyledin bana bunu anne!

anneler gunun kutlu olsun anne!,seni ne kadar sevdigimi, senin gibi bir anne olabilmeyi ne kadar cok istedigimi kelimeler ile ifade etmem mumkun degil! Iyi ki varsin anne!

Anneler Gunun Kutlu Olsun Sevde

Demek sen de “Anne olunca anlarsiniz”diyecektin ha! Saka bir yana, ailemizin en taze annesi, halasinin kucuk ordekleri ordusunun en yeni uyesinin guzel annesi, ilk anneler gunun kutlu olsun.

Kendi tabiriyle “nobetci” annelik gunlerini geciriyo bugunlerde, pamuk kizinin bu dunyaya ayak uydurmasina yardimci olmaya calisiyor, hayati boyunca hep kizinin yaninda olmasi dilegiyle ilk anneler gununde mutlu olsun diledigim taze anne!

Cok sansli bir kizin var, hayatinin her aninda arkasinda sapasaglam duracak bir annesi var!

Anneler gunun kutlu olsun!

Anneler Gunun Kutlu Olsun Kubra

Bu resim ne kadar cok sey anlatiyor aslinda, annesini onu simsiki sararken,hayatin icindekileri deneyimlemekten korkmayacak bir cocuk var bu resimde, anneligi yuzunden okunan bir anne var bir de.

Kucuk kizina sirtina donmeden tek kolunun ustunde uyuyan bir anne, onu sevgi ile sarip sarmalayan, neseli,kendine guvenli,sevgi dolu bir kiz cocugu yetistiren bir anne,soz konusu kizi olunca yorulmayan,usenmeyen,hep dusunen bir anne,ve daha niceleri seni ve anneligini tanimlamak icin kullanibilir Kubra’m!

Anneler gunun kutlu olsun!

Filtre ve Evlilik Ustune

Secime az bir sure kala butun siyasi partiler eteklerindeki taslari birer birer dokerken, liderlerimizin birbirinden eglenceli ve terbiyeli(!) meydan nutuklarini dinlemenin yani sira, radarimiza bir de 22 Agustos’da uygulanmaya baslanacagi soylenen internet filtresi ve Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanliginin stratejik plan kapsaminda nikahsiz yasayan ciftleri evlendirme plani takildi.

Her ikisi de basinda ve sosyal medyada, her demokratik ulkede olmasi gerektigi gibi, cokca yer aldi.

Fakat benim her ikisi hakkinda aklima takilanlar var hala, oncelikle filtre ile baslamak istiyorum. Birincisi henuz Turkiye Iletisim Baskanliginin resmi sitesine, filtrenin tam olarak ne demek oldugunu, nasil uygulanacagini, uygulama alaninin neler oldugunu aciklayan bir metin konmus degil. Bu, kurumsalliga da, devletin seffaflik ilkesine de aykiri oncelikle bunu belirterek baslamak zorundayim. Daha sonra,bir baska konuyu daha belirtmek istiyorum,bahsettigimiz filtre en baskici hali ile Kuba,Cin ve Iran’da uygululanirken, daha bireyin secimine acik halleri ile dunyanin hemen hemen butun gelismis ulkelerinde uygulanmakta. Burada benim itirazimin basladigi nokta, bu filtreleme ve “cocuklari ve gencleri” zararli muhteviyattan koruma gorevini devletin kendine adletmesi. Turkiye, serbest piyasa ekonomisinin eksikliklerine ragmen rahatlikla isledigi bir ulke, internet saglayiciligi ise bir servis sektoru kolu. O zaman cozum acik, BTK’ya ve/veya TIB’e basvurup bazi internet sitelerini ihbar eden sevgili vatandaslarimizin en dogal hakki, internet servis saglayicilardan kendilerinin ve ailelerinin bu sitelere erisimini engelleyecek filtreler talep etmeleridir. Yani, simdi konusulan aile paleti uygulamasi internet servis saglayicilari tarafindan sunulmalidir,devlet eliyle dayatilmamalidir. Tartismaya en ajite edilebilir konudan, cocuk pornosundan, girmenin ise anlami yoktur. Cocuk pornosu global bir suctur, herhangi bir sekilde bu endustriyi beslenediginiz tespit edilirse cezasi bellidir. Dolayisiyla Huseyin Uzmez’i serbest birakan, Siirt’teki cocuklara yapilanlara gozunu yuman bir devletin “biz ne yapiyorsan cocuklar icin yapiyoruz” demeye hakki yoktur. Ayni zamanda sayin Kilicdaroglu’nun siz kapatin biz acariz demesi komiktir, Youtube’a iliskin sikayetlerin cogu kendi partisinin tabanindan gelmektedir. Turkiye’de sag muhafazkarindan, sag liberaline, sol devletcisinden sol liberaline herkeste kendinden taraf olani tarafsiz sanma hastaligi oldugundan boyle tutarsizliklar gozlemlenmektedir. Ayni zamanda baslik sansurleme konusunda her zaman kendini bir adim ileriye tasiyabilen eksisozluk’un ve kurucusu/sahibi nam-i deger ssg’nin Don Kisotlugu da komiktir, TIB baskaninin bizim cocuklar Google’a porno yaziyorlar cikan sonuclari servis saglayicilara filtrelenmek uzere yolluyorlar, bazi yanlisliklar olabilir duzeltecegiz aciklamasi da.Bizim “Don Kisot”lara ve “sehven”cilere degil, tartistigimiz olgunun ne oldugunu tanimlayabilen ve buna iliskin cozum onerileri ile gelen akilci insanlara ihtiyacimiz var. Ben henuz paketlerin ne icerdigine gormesem bile, sunu biliyorum ki internet guvenligini saglamak devletin degil internet servis saglayicisinin gorevidir,ve bu gorev ancak ve ancak servisi satin alan kullanmak istediginde kullanilabilir.

Gelelim nikahsiz ciftlerin evlendirilmesine, bu konuda insanlarin sadece Turkiye’nin batisini dusunebilmelerini hayretler icinde izliyorum. Bu ulkenin, ozellikle Dogu ve Guneydogu Anadolusunda, devletin resmi nikahi altinda olmayan yasayan ve ustlerine “kuma” getirilen kadinlar var. Yasadiklari hayattan kurtulmak icin ne bir sosyal guvenceleri var, ne “koca”lari oldugunde ya da onlari birakip gittiginde talep edebilecek bir haklari var, sadece kendilerinin degil cocuklarinin da bu sosyal guvenceden mahrum kaldigini soylememe gerek yok herhalde. Kabul ederim,bana diyebilirsiniz ki “cok safsin” onlar bu sosyal olguyu kullanarak bizi “muhafazakarlastirmaya” calisiyorlar, ben niyet okuyucusu degilim bunu bilemem ama bunu takip etmek kolay. Demokratik haklarimizdan en onemlisi kural koyucularin kararlarini sorgulama hakkidir,bunu hepimiz korkmadan kullanirsak basariya ulasiriz,ama basimiza bir sey gelir korkuysa elimizi tasin altina sokmaz isek o zaman yasanacaklara soylecegimiz de olmaz. Entellektuel olmanin ilk kurali elini tasin altina sokabilmektir.

Ama tabii,is Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanligina gelince,sorunlar buyuk;bunu da kabul ederim. Dayaktan kacip karakola siginan kadini, kocasi ile “baristiran” baskomiserlerin onunu alamazlarsa, devletten siginma ve koruma hakki talep eden kadinlari koruyamazlarsa, tore cinayetlerini neredeyse sirtini sivazlarcasina “cinayet” degilmis gibi yargilarlarsa, o zaman bu mevzuya gelene dek cok isleri var demektir.

Ve son soz, demokrasi guzeldir…

E.

Burcu Baykurt’a bu konular hakkindaki fikirlerimi derleyip toplamami saglayan essiz tartisma arkadasligi icin tesekkur ederim!